Kur'andan Âyetler Dünya Varlığı
1 Haziran 1962
Kur'andan Âyetler Dünya Varlığı
Kur'andan Âyetler Dünya Varlığı
Selamet - 1. Cilt 3. Sayı
Haziran 1962
4. Sayfa
Rahman ve Rahim Allahın adıyla.
Kafir olanlar için dünya hayatı bezetilmiştir. Ve onlar iman edenlerle eğlenirler. Halbuki bu muttakiler kıyamet gününde onların fevkindedirler. Ve Allah teala dilediğini hesapsız olarak merzuk kılar.
( Bakara suresi, ayet 212 )
Bu ayeti kerime, dünya varlığına mağrur olan süfehanın hallerini bildirmektedir. Ezcümle ebu cehil gibi bir takım kafirler, ellerinde bulunan muvakkat dünya varlığına güvenerek Abdullah bin Mesut, Bilal Habeşi, Ebu Ubeyde gibi (radıyallahu teala anhum) ashab-ı kiramın fukarasıyla alay ediyor, bunlar ile mi Müslümanlık intişar edecek diyorlardı. İşte bunların bu halini beyan için buyuruluyor ki ‘’kafir olanlar için dünya hayatı’’ dünyanın fani olan servet ve samanı bezetilmiştir, onlar bunun fevkinde bir şey tasavvur edemezler. Bu pek süslü gördükleri varlıklarına mağrur olurlar. ‘’ ve onlar müminler ile’’ fukara-i müslimin ile ‘istihzada bulunurlar’. Bakınız şunlara bunlar ile mi galibiyet yüz gösterecek derler. ‘ halbuki’ fakir görülüp kendileri ile eğlenilen ‘bu müttaki’ mümin ‘ler kıyamet gününde onların’ o müstehzi kafirlerin ‘fevkindedirler’. Bu müminler ala-i illiyyinde, cennetlerde bulunacaklardır. O kafirler ise esfel-i safilinde, cehennemlerin içinde muazzep olacaklardır. Artık onlar öyle muvakkat, dünyevi varlıklarının ne kıymeti vardır ki ona mağrur oluyorlar.
‘’Bütün elvah-ı rengarenk-i dünya çeşm-i ibrette
Hayal-i mahstır, bir tayf-ı zailden ibarettir.’’
Ve Allah teala bir halik-i hakimdir. Dilediğini bu dünyada ve ahirette hesapsız olarak binihaye merzuk kılar. Dünyada bir istidraç olarak kafirlere birçok servetler verir, onlar bu nimetleri kendilerine veren halik-i Zişana ubudiyette, arz-ı şükranda bulunmadıklarından dolayı bilahire azaba, felakete uğrayacaklardır. Cenab-ı Hak müminlerden bir kısmına da bir imtihan-ı ilahi olarak bu dünyada büyük bir servet verir, bunun şükrünü ifa ettikleri takdirde sevaba nail olurlar, yarın ahirette de binihaye nimetlere nailiyetle merzuk bulunurlar. İşte asıl şayan-ı iftihar olan varlık, bundan ibarettir.
Ömer Nasuhi Bilmen